Birkaç gündür bu harika kitaptan sanat eserlerini inceliyoruz. Eserler hakkında beyin fırtınası yapıyor, kompozisyonlar üzerinde tartışıyoruz. Ressamlardan Van Gogh'u mercek altına altık. Onun dahi ve deliliğin sınırında bir ressam olduğunu, portresini yaparken kulağını çizemeyince, kulağını kesme hikayesini anlattığımda "delirmiş olmalı gerçekten deee" diye kocaman açılmış gözlerle tatlı tatlı bana baktılar. Kulağı kesik portreyi uzun süre incelediler.
Müzenin girişi, bu çocuklar yerde ne yapıyor? Öyle pür dikkat neye bakıyorlar? (Aslında baktıkları eseri de çekmek isterdim ama münasebetsiz ve gereksiz müze koruma görevlileri her taraftan üzerime koşturunca ağız dalaşına girmak zorunda kaldık. Altta kalmak olmaz, paylayınca ne diyeceklerini bilemediler. Loure Müzesini gezmiş olmanın verdiği bir özgüven işte! Zaten çocuklarla şikayet yazısı yazıp göndereceğiz. Hakkımızı arayacağız. Hem insanlara çocuk yaşta sanatı sevdirelim, müzelere alıştıralım derler; bununla ilgili yapılan çalışmalarla övünürler hem de gezi boyunca gölgem gibi bana yapışık bir koruma ile gezdirirler. Reyhan bunun altında kalır mı? Tabii ki...)
Gören herkesi büyüleyen, mutluktan şıngır mıngır gülümseten kitap tavan ya da sahte tavan isimli esere... Benimkiler uzun süre kalkmak istemediler yerden. (Merak etmeyin müzenin içi sıcacık) Hayran hayran seyrettiler. (Ben hala adamla cenk ediyorum. Hem yasaksa internetteki bir sürü fotoğraf nasıl çekildi; yok hakkımızı arayacağız!)
Birinci kattan ikinci kata bir oda büyüklüğünde asansörle çıkıyoruz. Eğitim rehberimiz Selcan Abla yanımızda. Benimkiler şaşkın ve mutlu yine. Onları böyle görmek beni de çok mutlu ediyor. (Ama sinirlerim hala yatışmış değil)
Şişşşşşşş eğitim atölyesinde minik ressamlar eskizlerini tamamlıyor... Selcan Abla benimkileri eğitim atölyesine aldı. Kocaman resim kağıtları, yepyeni pasteller verdi. Özgür olduklarını, sitedikleri resmi çizebileceklerini, pastel boyaların boyama yaparken kırılabileceğini ama önemli olmadığını söyledi ve benimkiler eserlerini bitirene kadar onlarla arkadaşlık etti.
Tatlı kız, tatlı kız, kalemi yanlış tutuyorsun tatlı kız...
İşte benim küçük Reyhan, Mervecik (pantolon üstü tunik giyiyor). Mini mini parmakcıklarıyla koskocaman gayretine bakın!
Çocukların yaptığı çalışmaları atölye duvarlarında sergileyen İstanbul Modernin en sevdiğim en renkli bölümü burası bence: Çocuk eserleri! Benim küçük Abidin Dinolarım attılar kendilerini beğendikleri eserlerin önüne. Fotoğraf çektirme yarışı var. Bir de soruyorlar "reyhan cadısına mı koyacaksın öğretmenim" Sizi gidi sizi...
Tatlı kız, tatlı kız, kalemi yanlış tutuyorsun tatlı kız...
İşte benim küçük Reyhan, Mervecik (pantolon üstü tunik giyiyor). Mini mini parmakcıklarıyla koskocaman gayretine bakın!
Ah bir tane daha tatlıcık, kalemi yanlış tutan Berkecik (Ama n'apsın öğretmen annesi daha kalemi doğru tutamıyor ki. Armut dibine düşer olayı)
Çocukların yaptığı çalışmaları atölye duvarlarında sergileyen İstanbul Modernin en sevdiğim en renkli bölümü burası bence: Çocuk eserleri! Benim küçük Abidin Dinolarım attılar kendilerini beğendikleri eserlerin önüne. Fotoğraf çektirme yarışı var. Bir de soruyorlar "reyhan cadısına mı koyacaksın öğretmenim" Sizi gidi sizi...
(Sevgili eşim eve internet almama konusunda ısrarcı olunca bilgisayar kullanma özürlüsü olmuşum farkında olmadan.Çalıştım çabaladım en sonunda yorum yazmayı başardım.
YanıtlaSilSiteyi ilk ziyaret ettiğimde tebessümler yerleti yüzüme farkında olmadan.Teşekkür etmek adına aradım hemen Reyhan öğretmenimizi( öğretmenim site çok güzel olmuş elinize yüreğinize sağlık ben çok beğendim) diye. Şunu söylemeden de edemedim öğretmenim adresi yanlış yazmışsınız diye.
Bu güzellikleri bizimde görebilmemizi sağladığınız için çok teşekkür ediyorum kendi adıma.