Kız kardeşim bizdeydi.
Yeni hayatımı beğenmediğini söyledi. İki yıllık ücretsiz izinden sonraki çalışma hayatımla yeniden şekillenen hayatımı kastediyordu.
"Sabah erkenden kalkıyor bir sürü iş yapıyorsun, okula gidiyor çalışıyorsun öğlen eve geliyor bir sürü iş daha yapıyorsun, oğlanla ilgileniyorsun, bir sürü iş daha ve yemek yapıyorsun, oğlanın işlemlerini tamamlayıp, kendine kalan zamanda da internetten çocuk gelişimi videoları izliyorsun!!!"
Evet söyledikleri doğru.
Farkındayım bunun; kendime kalan zamanı da çoğunlukla oğluma ve çocuklarıma dair okuma ve incelemelere ayırıyorum. Hiç bitmiyor okuyacaklarım; tam bitirdim dediğim noktada başka bir şey keşfetmiş oluyorum. Haydaaa bu sefer ona başlıyorum :)) Belki bunu gören birilerinin veya çoklarının kendime zaman ayırmıyorum diye bana acıması normaldir
ama
şu bir gerçek;
en çok şu aşağıda gördüğünüz 17 miniği
ilk defa sinemaya-hem de gözlüklü sinemaya- götüren öğretmen olmayı seviyorum!
Neden mi öğretmenlik yapılır;
gece heyecandan uyuyamayıp, "Işıklar kapandığında, çok karanlık olcak mı?", "Korkarsam elimi tutar mısın", "Tam yakalayacaktım elimden kaçırdım deniz kaplumbağasını", "Öğretmenim çok güzeldiiiiii, gene gelelim miiii?" duyabilmek, boncuk gözlerdeki memnuniyeti görebilmek, cıvıltılarını hissedebilmek için tabii ki de...
Herkese nasip olmuyor bu...
Bu da benim mesleğimin en güzel tarafı işte!
Ankamall Cinemaxsimum Sinemaları'nda
Sammy'nin Maceraları 2'yi gözlüklerle izlemiş pek mutlu Minik Yıldızlar görmektesinizdir.
Şakacı sonbaharın yağmuru, rüzgarı, fırtınası bizi durduramamıştır...