28 Kasım 2012 Çarşamba

CD Kafalı Çocuk

Reyhan Cadısı CD'yi kağıda yatay olarak yapıştırmalarını ister; 1'den 20'ye sayana kadar hop işlem tamam.
Reyhan Cadısı "Hımmm bundan ne yapabiliriz acaba?" diyerek beyin fırtınasını başlatır; 1'den 20'ye sayana kadar hop bir milyoncuk fikir çıkar.
Reyhan Cadısı "bugün özgür olmadıklarını insan yüzü yapacaklarını" söyler, ama resmin kalanını tamamlamada özgürdürler; 1'den 20'ye sayana kadar hop işlem tamam.
Artık bu CD kafalara bakarken kaça kadar sayarsanız sayın,  seyretmelere doyulmaz :))




21 Kasım 2012 Çarşamba

Oynayanları seyretmece oyunu


Biz ilk ve orta okul bünyesinde bir Eğlence Dünyasıyız.


Eğer hoplarken-zıplarken-kudururken-farkında olmadan kavramları bünyeye indirirken, velhasıl oynarken ilk ve orta okul öğrencilerinin bir tenefüsüne denk geldiysek eğer; manzaramız hep bu!

Camın arkasındaki özellikle sol taraftaki mini mini birlere çok üzülüyorum. Bu yasa çıkmasaydı onlar geçecekti   ipin altından, ipin üstünden, iki ipin arasından... Şimdi sadece uzaktan bakakaldılar, oyun kurmayı bilmiyor ki yavrular, tenefüste ne oynayacaklar; oynayanları seyretmece...


 


20 Kasım 2012 Salı

Dikkat yazılı var!

Şıışşşşşşşşşşş...
Büyük Yıldızlar veli paylaşım toplantısında duygularını kağıda aktarıyor...



19 Kasım 2012 Pazartesi

Turşu Mevsimi


Ding! Dang! Dong!
Anasınıfları için geleneksel turşu sezonu açılmıştır!

Çalışkanlığını göstermeye pek meraklı her öğretmen gibi biz de yaptık elbette turşu; niye yapmayalım canım, sirkemiz mi eksik? 

Ama çocuklar sadece hazırlanan turşu iksirini kavanoza dökme işini sevdi doğruyu söylemek gerekirse. Bizde yalan yok. "Öyle ay çoook eğlendiler, bayıldılar, turşu diye turşu oldular halleri olmadı anlayacağınız.  Yedircem diye ödleri koptu, suratlar düştü. Ben de dedim ki "Annenize-babanıza hediye edeceksiniz bu turşuları. Akşam yemeğinde hapur hupur yiyecekler merak etmeyin." Aman nasıl sevindi yavrular. 

Sevgili Anne ve Sevgili Baba çocuklarınız kesinlikle sizi çok seviyor; kendi yemeyip yedirecek kadar, turşu yedirecek kadar. Artık siz neresinden bakarsanız :))









           Turşu yapmasını bilmeyen öğretmene yardımcı olan babanemize ve Dr. Oetker'e teşekkür ederiz. 

İyi ki doğdun Ayça!

En kirli etkinliklerden bile tırnağına boya sıçratmadan çıkan, 
en zor yap-bozu bile ilk defasında yapan, 
dakikada 5 kere "öğretmeniiiiim" diyen, 
güzel gülüşlü, 
çok süslü,
pek bilmiş, 
pek ciddi
pek öğretmen kızım Ayça 
iyi ki doğdun canım!

Hep böyle ışıl ışıl olman dileğiyle...



14 Kasım 2012 Çarşamba

Picassolar bizim sınıfta!

"Yaratıcı sanat çalışması nasıl yapılır" madde madde açıklayayım efendim:

1) Pet şişe kapakları silikonla A4 kağıdına yapıştırılır.
2) Kağıtlar çocuklara dağıtılır.
3) "Burada ne görüyorsunuz minnak ressamlar?"diye sorulur.
4) Tayyihan'ın hemen "Göz görüyorum!" demesi üzerine, hepsi hepsi hepsi göz görür :))
5) İstediği renkteki pastel boyasını alan eline, başlar sadece gözleri olan resmi tamamlamaya...
6) Sonuç; "Rafael gibi resim çizmem dört senemi aldı, çocuk gibi çizmem ise ömrümü" diyen Picosso'yu yad ederek bak bak mutlu ol, bak bak gülümse, bak bak aşık ol eserleri karşınızda!







9 Kasım 2012 Cuma

Neden öğretmenlik yapılır?

Kız kardeşim bizdeydi.
Yeni hayatımı beğenmediğini söyledi. İki yıllık ücretsiz izinden sonraki çalışma hayatımla yeniden şekillenen hayatımı kastediyordu.
"Sabah erkenden kalkıyor bir sürü iş yapıyorsun, okula gidiyor çalışıyorsun öğlen eve geliyor bir sürü iş daha yapıyorsun, oğlanla ilgileniyorsun, bir sürü iş daha ve yemek yapıyorsun, oğlanın işlemlerini tamamlayıp, kendine kalan zamanda da internetten çocuk gelişimi videoları izliyorsun!!!"

Evet söyledikleri doğru.
Farkındayım bunun; kendime kalan zamanı da çoğunlukla oğluma ve çocuklarıma dair okuma ve incelemelere ayırıyorum. Hiç bitmiyor okuyacaklarım; tam bitirdim dediğim noktada başka bir şey keşfetmiş oluyorum. Haydaaa bu sefer ona başlıyorum :)) Belki bunu gören birilerinin veya çoklarının kendime zaman ayırmıyorum diye bana acıması normaldir 
ama
şu bir gerçek;
en çok şu aşağıda gördüğünüz 17 miniği
ilk defa sinemaya-hem de gözlüklü sinemaya- götüren öğretmen olmayı seviyorum!

Neden mi öğretmenlik yapılır;
gece heyecandan uyuyamayıp, "Işıklar kapandığında, çok karanlık olcak mı?", "Korkarsam elimi tutar mısın", "Tam yakalayacaktım elimden kaçırdım deniz kaplumbağasını", "Öğretmenim çok güzeldiiiiii, gene gelelim miiii?" duyabilmek, boncuk gözlerdeki memnuniyeti görebilmek, cıvıltılarını hissedebilmek için tabii ki de...
Herkese nasip olmuyor bu...
Bu da benim mesleğimin en güzel tarafı işte!


Ankamall Cinemaxsimum Sinemaları'nda 
Sammy'nin Maceraları 2'yi gözlüklerle izlemiş pek mutlu Minik Yıldızlar görmektesinizdir.
Şakacı sonbaharın yağmuru, rüzgarı, fırtınası bizi durduramamıştır...

1 Kasım 2012 Perşembe

İyi Bayramlar!

Ben  hiç sevmedim ve hala da sevmiyorum; 
sanat etkinliklerinde
aman Kurban Bayramı geldi koyun pamuklayalım,
aman Ramazan Bayramı geldi şeker dolduralım,
aman yılbaşı geldi çorap asalım,
bizim bayramdan anladığımız bu;
herkese İYİ BAYRAMLAR!

Tüm çocukların, her sabah uyandıklarında yastıklarının altında onları bekleyen bayram hediyelerinin olması dileğiyle...