24 Mart 2013 Pazar

Yara bandıyla ne yapılır?

Daha burada görür görmez aşık olmuştum bu fikre, çıkan eserlere. Herhalde defalarca söylemişimdir çocukların çizdiği bu yaratıkları çok sevdiğimi :)) Sonunda sırası geldi ve biz de yaptık. Önce yara bantlarını açıp yapıştırdı çocuklar. "Yakın mı uzak mı yapıştıralım, ne olacak bunlar" sorularına sadece "Bunlar gövde" dedim, hemen "Neyin gövdesi?" dediler, "Siz özgür çocuklarsınız" dedim her zamanki gibi, "Siz karar vereceksiniz ve tamamlayacaksınız resminizi, benden bu kadar"... Birisinin insan demesi yetti tabii, hepsi insanda hem fikir oldu! Hepsi aynı yapacak diye düşünürken yine yine evet yine beni şaşırttılar. Son iki şahasere dikkat!


  







  

20 Mart 2013 Çarşamba

Salyangoz

Arkadaşım bana gülerek "Kol bacak çizdiriyorsun sen hep" deyince telefonda, "Hımmm demek böyle anlaşılıyor dışardan" dedim içimden. Eh o zaman açayım sanat kutumuzu: İlk karşıma çıkan bu! Bakınız vermişim CD'yi ve demişim ki "Bana CD'yi kullanarak salyangoz yapmanızı istiyorum çocuklar, isteyen sümüklü yapsın, isteyen sümüksüz, isteyen ejderha yutmuş özgürsünüz, ama iki şartım var, CD'yi kullanacak ve salyangoz yapacaksınız"
Yapmışlar mı, evet! Diyorum size bunlar harika çocuklar... Şimdi bir yağmur sonrası salyangoz toplamaya çıkmamız kaldı eksik :)






19 Mart 2013 Salı

Basmakalıp öğretmen!

Planıma göre sincap kuyruğu çizdiğim  kağıdı çocuklara verecek,
"Şu ağacın tepesinde var bir sincap
ceviz kırar, yemek arar
her gün bulamaz ki 
saklar onu anne yapraklar
saklar onu baba yapraklar" tekerlemesini hep beraber söyleyecek, böylece alttan gizli mesajı beyinlerine yerleştirecek ve gördükleri şekil-resim neyse onu tamamlamalarını isteyecektim.

Sincap kuyruğu çizilmiş kağıtlar elden ele dağıtıldı, tekerlemeyi söyledik falan ama bir tane bile sincap çizen olmadı iyi mi!! O kuyruğu sincap olarak gören tek basmakalıp benmişim meğerse! Öğretmen kim? Kesinlikle ben değilim, onlar Minik Yıldızlar!













13 Mart 2013 Çarşamba

Senin kitabi bilgini, benim çizerim bozar

4 yaş resmi için uzmanlar diyor ki: Karalama döneminde başlattığı düz çizgiler ile kol ve bacakları, dairelerle başı oluşturur. Yüz yapısı da belirir. Resimlerinde çeşitli biçim simgeleri bulur.  Bu simgeler 6 yaşa yaklaştıkça azalır.  Her çocuk kendine has bir insan tipi yaratmaya başlar.  Genellikle 4 yaşından itibaren öğrenme ve konuşma yetisine paralel olarak tanımlanabilecek nitelikte çizimler gerçekleştirebilirler.  İnsan figürleri kaba formlar şeklinde sembolik olup, vücut oranları gerçek dışıdır.  Çocuğun kendisi tarafından önemli sayılabilecek konular, sevdiği objeler, sevdiği kişiler resimlerinde önemli yer tutarlar.  Bunlar kağıt üzerinde gelişigüzel yer alırlar.   Bu dönemde hemen hemen tüm çizimler önden olup, yüzeyseldir.  Derinlik, perspektif algılanabilse de, zihinsel ve beceri gelişim düzeyleri gereği algıladıklarını veya bildiklerini çizememektedirler.

Ama şimdi benim yıldızlarım yukarıdaki paragrafta anlatılan düşüncelere takla attırmıyor mu? Yoksa ben bildiğin "benim çocuğumdan güzeli yok hastalığı"na mı yakalandım :))









12 Mart 2013 Salı

KENT PARK MACERA ADASI

Yorgun duruma gelmeleri, bir çaba sonucu vücutlarının artık yorgunluktan çalışamaz hale gelmesi mümkün mü bu modellerin? Sanırım hayır :)) Su gibiler tıpkı değil mi; yatağına göre hareket ediyorlar; çoşkun, taşkın, durgun. 

"Koşma, düşersin, kafana dikkat et, off orası çok tehlikeli, terleyeceksin, oraya sen çıkamazsın, bağırma, çığlık atma,  terli terli su içme" diye karışanları olmadan çoşkun ve taşkın olma günüydü bugün çocukların; özgürce çatlayana kadar oynadılar! Yine yakın olsak, en az iki haftada bir gidip biriken enerjiyi atmak isteyeceğimiz bir yer. 2 saatin sonunda Kent Park Macera Adası'ndan bize güle güle denildi maalesef. Ama biz neden her yere bu kadar uzağız kiii :((






11 Mart 2013 Pazartesi

ALİ DAYI ÇOCUK KÜTÜPHANESİ

Bana "kütüphane ne değildir" diye soracak olursanız, şunu söylerim: "Dört duvarı raflarla çevrili, rafların içi sadece kitaplarla dolu, sessiz durmak zorunda olunan, ders çalışmak ya da kitap okunmak için gidilen mekan" 

Amaaa bana "kütüphane nedir" diye soracak olursanız aşağıdaki resimlere bir bakın derim:















 







  




Biz çok çok çok sevdik. Ulaşım olarak uzak olsak da gönül ister ki her hafta gidebilsek. Üyelik imkanlarından faydalansak. Ödünç kitap alabilsek... Ali Dayı Çocuk Kütüphanesi Ankara için bir şanstır.   Bugün bu çocukların neşesi, heyecanı olan Vali Hamdullah Şükrü Kenanoğlu'na biz çok minnettarız, çok duacıyız... Mekanı cennet olsun... 

HANİMİŞ: Keşke bütün valiler, Hamdullah Şükrü Kenanoğlu gibi çocukları sevse ve az biraz onları düşünse...