18 Ocak 2013 Cuma

İçine "Susan Striker" kaçan öğretmen olmak...

Oldum olası kalıpları sevmem ben. Aynılıktan kokarım. Fırıncı vitrinindeki ekmekler gibi olmayı, duyduğu sloganlarla banttan konuşur gibi konuşmayı, koyun gibi kim ne demişse aynını-düşünmeden- uygulamayı, aynı yere hep aynı yoldan gitmeyi, çorbasında bir kez bile yeni bir baharat denememeyi, mağaza vitrinindeki oturma grubunu aynı mağazadaki gibi evinde sergilemeyi, korku filminden fırlamış gibi daima ikiziyle aynı giyinmeyi, her şeyiyle ama her şeyiyle tüm çocukların aynı resmi yapmış olduğu sınıfın öğretmeni olmayı sevmem ben. Bu durum beni tüketir, bitirir... Şükürler olsun ki hep aynı kalmıyor, gittikçe değişiyor ve daha da gelişiyorum. İki yıllık doğum iznim boyunca kendimi farklı ve renkli olmak için devamlı bileyledim! 

Mesela bu sene tümden kalıplı sanat etkinliği olayını bitirdim. Haftaya birinci dönemi bitiriyoruz. Sanat etkinliklerimizin tamamı incelendiğinde 21 farklı çocuk, 21 farklı görüş, 21 farklı ruh, 21 farklı hayal gücü, 21 farklı uygulama, 21 farklı tamamlama, 21 farklı boyama görülüyor. Bugün sanat etkinliği dosyalarını inceledim son kez. Ve kalıplardan bağımsız, özgür, düşündüğünü kağıtta uygulayabilen, rengarenk, yaratıcı bu 4 yaşındaki ressamlarla gurur duydum! Bir kez daha eserlerine aşık oldum!

Aşağıdaki çalışma için; 1 büyük daire, 1 küçük daire, 1 üçgen, bir tane de üzeri çizili şekli çocuklara dağıtıyorum. "Özgür olmadıklarını(Genelde "özgür" oldukları çalışmalar yaptığımızdan özellikle bunu belirtiyorum.), bugün bana içinde kuş olan bir resim hazırlamalarını" istiyorum. Başka da hiçbir yönerge vermiyorum. Sonra şekilleri kesip çıkarırlarken aralarında konuşuyorlar. "Bu kafasıdır, bu gagasıdır kesin" diye... Bazen birinin söylediği hepsini etkiliyor, ama yine de uygulamada kendi düşündüklerini uyguluyorlar! "Bakmak, kopya etmek, ben yapamıyorum, ama sen söylemezsen ben yapamam" hiç yok!!! Pıtı pıtı pıtı kesiyor, yapıştırıyor, süslüyorlar! Yan durmuş kuş, uzun bacaklı kuş, boynu olan kuş, sadece kafası olan kuş, kızgın olan kuş... sü-per-ler ve de kesinlikle aynı fırından çıkmış farklı ekmekler!




  




  


5 yorum:

  1. cok haklısınız. paylasımınızı cok begendım yaklalsımınızı da.. oglum 2 yasındayken gıttıgımız anne bebek ublusmasındakı egıtmenımız yusufun buyuk bır oyuncakla bırlıkte merdıven cıkısına bakıp sasırmıs gulumsemıs sonra da bana duvardakı baska bır cocugun aynı oyuncakla merdıven cıkısını resmeden bır fotografı gostermıstı. demıstıkı her cocugun her durum ıcın cozumlerı farklı sadece resım degıl memrdıven cıkıs yontemlerı bıle farklı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yusuf ve Yunus'un annesi bu örnek iyi oldu, veli paylaşım toplantılarımda kullanacağım izninizle...

      Sil
  2. harika bir paylaşım gerçekten. Ben bu kadar küçük değildim ama sanırım 12 yaşımda falandım, resim öğretmenim bizden doğadaki bir objeyi önden görünür haliyle resmetmemizi istemişti. Resme hiç yatkınlığı olmayan ben okadar zorlanmıştım ki,çalışma birkaç hafta sürmüştü, sadece derste çiziyorduk ve her hafta kontrol ediyordu. her hafta biraz daha beceriksiz olduğumu, bakış açımın ne biçim olduğunu vurgularca konuşuyordu. not alacağımız hafta sıfır almak pahasına götürmemiştim resmi.. nedenini sorduğumda ben beceremedim, iğrenç bişey çizdim size göstermek istemedim o yüzden getirmedim dedim. o zamanın notuyla 3 vermişti bana.. Şimdi ne zaman bişeyler çizmeye kalksam aklıma geliyor o hoca, kendi talihsizliğimi çocuğumda yaşamamayı diliyorum sadece :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Esra, tüylerim diken diken oldu okurken! "Her çocuk özeldir" filmindeki sanat öğretmeni gibiymiş öğretmeniniz! İzlemediyseniz mutlaka izlemenizi öneririm.

      "... ben beceremedim, iğrenç bişey çizdim size göstermek istemedim o yüzden getirmedim" şimdi benim içimde taş gibi! Ne kadar çok öğretmen var böyle maalesef :((( O öğretmenlerin nesli tükenmesi dileğiyle... Hiçbir yavru onlarla karşılaşmasın!

      Ve tabii izninizle bu örneği de paylaşmak isterim...

      Sil

Reyhan Cadısı derler ki;