3 farklı okulda çalıştım.
1'i özel okul, ikisi devlet okuluydu görev yaptıklarım.
180 öğrenci mezun etmişim aşağı yukarı...(20 öğrenciyi ortalama alırsam)
360 da ebeveyn desek, bir de bunların yakınları...
Çok insan gördüm evet.
Çok çeşitli insan gördüm evet.
Şaşırma duyumu hiç kaybetmedim evet.
Ama böylesini görmemiştim, ona da evet!
Anne kişisi elinde güzel kızıyla geliyor, "Bu sınıftayız biz" diyor.
Listemdeki herkesin geldiğini biliyorum ama yine de bakıyorum;
"Hayır listede yoksunuz, yan sınıfın listesindesiniz" diyorum.
"Hayır" diyor, "O sınıfta özürlü çocuk var, aldım çocuğumu, ben müdürle konuştum buraya gelecek!"
Ve ben "asıl özürlü sensin!" diyemiyorum...
Anne kişisi-listede adı olduğu halde- elinde oğluyla gelmez bu defa, yan sınıfa gider.
Merak edip sınıftaki öğretmen arkadaşıma soruyorum;
adı bende kendi onda olan çocuğun neden bana gelmediğini...
O da sıkılarak cevaplıyor:
adı bende kendi onda olan çocuğun neden bana gelmediğini...
O da sıkılarak cevaplıyor:
"Senin sınıfında kapıcı çocukları varmış diye annesi oraya göndermek istememiş, almış, buraya gelecekmiş artık!"
Bu defa söyleyecek bir söz dahi bulamıyorum...
Bu annelere emanet edilen savunmasız yavrular büyüyecek ve biz sık sık
"bu çocuklar neden böyle diyeceğiz!"
"bu çocuklar neden böyle diyeceğiz!"
Neden?
Blogcu Anne'nin "Doğru insan olduğun ölçüde doğru bir ebeveynsin. İstediğin kadar kitap oku, araştır, öğren; birincisi değilsen ikincisi hiç olamazsın." sözü her şeyi özetliyor.
İnsanlıktan nasibini almamış, ben gibi bir öğretmenden ne nasiplenebilir ki?!
Şimdi bunların yanında benim öğretmenliğim tümden sessiz...
:((ne çok var böylesi.hayatı at gözlüğüyle izleyen.bir gün özürlü yahut beş parasız olamayacağı ne malum çocuğunun.
YanıtlaSilyazıyı okurken çok sinirlendim.. sonra farkettim ki ben bu hakiayeleri hergün duyuyorum ,yaşıyorum ve hala hergün sinirleniyorum.. işin kötüsü onların çığ gibi çoğalması:( kaleminize sağlık!!
YanıtlaSilağzım açık kaldı, bu tip insanlar sadece dizilerde vardır sanırdım :(
YanıtlaSilben ilk okuldayken de, orta okuldayken de bizden farklı, engelli, zihinsel olarak yetersiz arkadaşlarımız vardı. kapıcı çocukları vardı, annesi babası bankacı olanlar vardı, esnaf olan vardı, vardı da vardı. 75 kişiydik ilk okulda, 72,5 millet derler ya, hah aynen o hesap!
YanıtlaSilsonra Bosna'dan kaçan arkadaşlarımız oldu, savaşın göbeğinden kaçıp gelmişlerdi, Türkçe'leri yetersizdi. Ürdün'de monarşi gibi bir yönetimden gelen vardı. Sonra Erzincan depreminde ana babasını kaybeden arkadaşlarımız geldi. Türkçe biliyorlardı ama konuşamıyorlardı hep şoktaydılar.
"Zaman" öyle güzel bir zamandı, öyle iyi bir devirdi ki, biz birdik. Engelli arkadaşımız tahtaya kalktığında ona sufle verirdik, okula yardım gerektiğinde babası kapıcı olan arkadaşa söyler, para kazanmasını sağlardık. Türkçe konuşamayan arkadaştan Rusça öğrenmeye çalışırdık (bize bildiği bir şeyi anlatırken gözleri parlardı), Erzincan'lı arkadaşımızı yalnız bırakmazdık. Birimiz eksik kaldığında diğerimiz koşardı. Devir öyleydi. Ana babalarımız da öyle hassas ve dikkatliydi. Farklılıkları görmüyorduk sanki, hissetmiyorduk, hepimiz insandık.
Anlattıklarınız tüylerimi ürpertti. Onlar anne olamazlar, olmamalılar da. Allah'a şükür ki farklılıkları doğal karşılayabilen çocuklar yetiştirebiliyorum. Çünkü biz de farklıyız bizim gibi olmayanlara göre!
Allah akıl fikir versin, ıslah etsin o ebeveyn müsvettelerini. Başka bir şey diyemiyorum, dileyemiyorum!
Özür bedende değildir ki zaten kafadadır.İşte bunlar gibiler kafandan özürlü.Ben ilk okul hayatım boyunca apartman görevlisi olarak görev yapan bir ailenin kızının yanında oturdum ,o sessiz bir kızdı ben çok konuşuyorum diye öğretmenimiz böyle bir çözüm bulmuştu,annemin aldığı renkli kalemlere gıpta eder diye öğretmenimiz okulda değil evde kullanmamam hususunda uyarmıştı.Biz böyle ince düşünürdük zamanında neler oluyor insanlığımıza anlamıyorum...
YanıtlaSilyazık gerçekten böyle çok durumla karşılaşıyoruz
YanıtlaSilo anneye ve çocuğuna acıyarak okudum yazıyı
YanıtlaSilo anneye ve çocuğuna acıyarak okudum yazıyı...
YanıtlaSilAma gerçekten de asıl özürlü o... Bunu o anneyi aşağılamak için kızgınlıkla söylemiyorum. Çok sinir bozucu tabi. Ben de bir bankada çalıştım üç yıl. Günde ortalama 100 müşteri aldığım zamanlar oldu (Hayır, gişede değildim). Şunu gördüm ki gerçekten ağır hasarlı insanlar. Düşünme yetileri sapkınlaşmış. O kadar kötü durumdalar ki hem onlara hem de kendine acımadan edemiyor insan.
YanıtlaSilSevgili Başak, yorumun beni düşünmeye sevk etti; bankada ben neler yapıyorum diye düşündüm. Acaba algıda seçicilikle bazı şeyleri görmeyebiliyor muyum?
SilDaha yazacaklarım var; ve evet velilerde "düşünme yetileri sapkınlaşmış" çok insan var, bunu görüyorum. Ben de hem onlara ama daha çok kendime ve en çok o çocuklara acıyorum...
o ne ya, bir gün öğretmen olunca görürsem böylelerini ben kendimi tutamam söylerim sanki 'sensin özürlü'diye..
YanıtlaSilsevgiler,
Söyleyecek söz bulmak gerçekten zor. Bir öğretmen olarak böyle zorluklarla karşılaşmak sizin için daha zor olmalı. Ama yine de umudunuzu kaybetmeyin derim ben, iyi bir öğretmen kötü bir ebeveynden çok daha kalıcı izler bırakır bence taze zihinlerde.. Ayrımcılık konusunda yeterince "eğitilmiyoruz" belki de, ama sizin öğrencileriniz öyle yetişmeyebilirler pekala.
YanıtlaSilşaka mı bu ya???!!!!
YanıtlaSilaklım-kalbim almıyor! :(
şaka mı bu ya???!!!!
YanıtlaSilaklım-kalbim almıyor! :(
Asıl kapıcı çocuğunun annesi o sınıfa vermeseymiş çocuğunu bu sınıfta embesil var diye. Nooluyormuş acaba kapıcı çocuğu olunca sınıfta? Sosyetelerine halel mi gelirmiş?
YanıtlaSilBen de bir kapıcı çocuğuyum ama hiç böyle şeyler yaşamadım. 22 yaşındayım ve küçükken dahi görmediğim bu tarz ayrımcılıkların 2012 yılında yaşanmasına cidden çok üzülüyorum. Bu nasıl bir zihniyet... Böyle ailelere sahip çocuklara üzülüyorum esas, kötü yetişecekler. Çok yazık.
YanıtlaSilZenginlik tribi ve iyi olan şeylerden nasibini alamamış kişilerden sadece birisi! Bana "yasak bölge" filmini hatırlattı; sonuçta filmler, diziler, kitaplar bir yerde gerçek yaşamdan ilhamlanırlar. Merak ettiğim konu; müdürün böyle bir şeye nasıl izin verdiği! Ancak ne var ki sessiz kalmaya, sineye çekmeye ve kaderin arkasına saklanmaya alışmış bir millet olmaya yeminliymişiz gibi davranıyoruz ve sessizlik büyüdükçe haksızlık çoğalmaya başladı. :/ Böyle bir konuyu gündeme getirmeniz de bir şey(bu dönemde) "Rahatız" sloganlarıyla yaşayanlara karşı "rahatsızız"
YanıtlaSilBir öğretmen olarak o kadar alışkınım ki artık bu cümlelere!İlk zamanlar kullandığım -Yuh! bile çıkamıyor ağzımdan artık.Bu çeşit insanlar ve onların kendilerince yetiştirdiği çocuklar malesefki çok artık.Aile yapmasa bile çocuk oturmuyor o fakir diye.Biz nasıl düzeltelim şimdi evde annesinin ona aşıladığı bu düşünceyi.Yok yavrum tüm insanlar kardeş mi diyeyim?başkası sana yapsa sen üzülmez misin ?diyeyim.Her şeyi diyorum yapıyorum.Ama ya yapamadıklarımız?Sevgiler ve sabırlar diliyorum.
YanıtlaSilHerkes qnneye tepki gostermis. Benim tepkim okula. Bu nasil bir okuldur ki insanlarin bu sekilde konusmasina ve diledigi gibi sinif secmesine musade eder. Ben kendi okulum ve velilerimle kiyaslamayicam bile cunku farkli bir dunyada ve farkli bir yuzyilda yasadigimi hissediyorum , turkiyenin ve turkoyedeki okullarin belki 150-200 seneye ihtiyaci var bizim bakis acimiza erisebilmesi icin ama okulu da buna musade eden, yumrugunu masaya vurmayan ogretmenleri de kiniyorum .
YanıtlaSilO kadar uzuldum ki yorumlara , ogretmenler biz bu cumlelere aliskiniz diyor, demek durum o kadar vahim .
Demek ki hedef eve gidip anne ve babalarini egitecek cocuklar yetistirmek .
Sevgili Yelish,
Silikinci konuşmadan müdürün haberi yok. Açıkçası ben de haberdar edip "o öğrenci ve ailesi bana gelsin, ben de onlara doğruyu öğreteyim" gibi bir hissiyatın zerresi oluşmadı bende. Aman aman bana uzak olsunlar dedim ve kaçtım. Yani masaya yumruğumu vurmadım. 21 öğrencim var, onlar bana yetiyordu. Sana göre pek fena hareket; ama ben o velilerle uğraşmak istemedim. Enerjimi onlara değil çocuklarıma harcıyorum. Veli merkezli değil çocuk merkezli eğitim yapıyorum. Ve senin şu tesbitini alkışlıyorum :
"Hedef eve gidip anne ve babalarını eğitecek çocuklar yetiştirmek"
Ben 3-6 yyas montessori okulunda ogretmenlik yapiyor. Fakir zengin ozurlu sakat sisman zatif vs konulari biz de yok, hic rastlamadim , olamaz da. Bazen yuruyuse cikarken arkadas secmek istiyorlar , ona bile musade etmiyoruz , kim varsa yaninda onun elini tutarsin.
YanıtlaSilEvet , herkesi sevmek zorunda degilsin ( aynen boyle soyluyoruz) sevecegin kisileri secme hakkina sahipsin AMA okulda butun arkadaslatina saygi duymak ve esit davranmak zorndasin . Okulumuzun kurali bu .
Cicekleri agac dallari cektiklerin de bile " onlar canli, senin sacini cekseler hosuna gider mi ? Diye sorup, empati kurmalarini saglamaya calisiyoruz.
Belki de bu cocuklar icin de " sen olsan nasil hisserdin ?" diye sormak iyi bir cozum olabilir ?
Bunlar çok güzel; ben de yapıyorum hem öğrencilerime hem oğluma...
SilBu arada diger cocuga da embesil vs demek onlarin yaptigi hareketin aynisni yapmak demektir. Bu konular ancak sevgi ve saygi ile cozulur... Ben gidiyim en iyi , uzuntuden sasirip, kalmis durmdayim... Daha fazla yazmasam iyi olacak !
YanıtlaSil?? Diğer çocuklara "embesil" diyen kim?
Silreyhan hanım bır dusunesım geldı ben hangı velılerle yanyana oturdum dıye..... yahut kımlerle bu havayı soluyorum dıye, ben bır velıyım......sızden ondan ve assaglamaya calıstıklarından bırıyım unutmasınlar her sağlıklı bır ozurlu
YanıtlaSiladayı her varlıklıysa......
bır dusunesım geldı acaba kımlerle yanyana oturdum bu sınıfta dıye tabııı bırde obur vakaaaa var aynı havayı soluyoruz hala bılınçsız zıhnıyetlerle kapıcı yla o aynı tasın altına elıne sokmayacak mı yahut saglam olan ozurlu adayı degıl mı bunlar cıvı mı cakmıslar olduklaı konuma yazıııık sadece yazık kı o ana ve babaya......o cocugun ne gunahı var at gozlugu ıle bakan ınsanların kanatları altında ıse neyse belkı vardır bıraz utanc kalplerının derınlıklerın de ben kımmıyım sadece bır velııııı bır anne ....bır kapıcının yıyenı bır ozurlunun akrabası alllaha sukur sağlam zıhnıyetlıııı.
YanıtlaSilGerçekten çok üzücü bir durum..Reyhan hocam allah size sabır versin..Bu gibi insanlarla aynı ortamda olmak gerçekten çok zor...Böyle düşünen bir kişi madem insanları beğenmiyor vermesin o zaman devlet okuluna çocuğunu..Onca özel okul varken...
YanıtlaSilSevgili Gunça, özel okula da vermesin oradakilerin suçu ne, değil mi...
SilHaklısınız...
SilBu gibi olaylar bizim sınavlarımız,içimizdeki siyahımı beyazımı daha çok besleyeceğimizi ve kimin kazanacağını biz belirleyelim diye...ben Bodrumda kızımın sınıfında öyle garipliklerle karşılaşıp,öyle garip veli yorum ve davranışları yaşadım ki....şunu biliyorum artık.Bazen hayatı zorlamamak ve herşeye tepki koymamak akışına bırakmak daha doğru...Pasiflik güçsüzlük değil,sadece bazen molalı yaşamak iyi...Herşeye enerjimizi verirsek,Reyhan hocamızın minikleri için kullanacağı enerjiden çalmış oluruz...Sükunet bazen konuşmaktan çok daha iyidir...sevgiler.Bodrumlu Pınar
YanıtlaSil