31 Ekim 2013 Perşembe

Ne yani popoları mı üşüsün?

Devlet okullarında ısınma, elektronik herhangi bir aletini şarz etme vb. amaçlı elektrik kullanma hakkın yokmuş, daha yeni öğrendim. Gelen müfettişler, öğretmenler odasındaki ısıtıcıyı bile kaldırın demişler falan filan... 

Bizim okul malum, "yaşam alanı olarak nereye bina yapılmaz" maddesi tam olarak anlaşılsın diye inşa edilmiş bir okul olduğu için, bildiğin soğuk hava deposu gibi. İdarecilerin odasına ne zaman girsem hapşırarak çıkıyorum. Kaloriferlerin kendine faydası yok! "Ankara'nın en büyük ikinci okulu" diye ünvanı olacağına, "Ankara'nın en küçük-en şirin-en iyi ısınan okulu" olmasını tercih ederdim.

Neyse efendim lafı döndürüp bugünkü etkinliğimize gelecek olursam, rahatlamak için drama yapacağız. İşte hafif bir Vivaldi esintisi açmışım, "pamuk gibiyim" adlı parçayı okuyacağım. Çocuklar yere uzanmış kıpırtısız yatıyorlar, kendilerini ben okudukça pamuk gibi hissedecekler, rahatlayacaklar...

Sınıf soğuk, yerler soğuk, Vivaldi'nin kendisi gelip canlı çalsa kaç yazar, popoları donuyor çocukların ayol! Hem dramanın da bir yolu, yordamı var değil mi canlar; ısıyı da ayarlayacaksın. Dişler takır takır ne pamuğu! Hayır bir yerden Ömer Dinçer'in fırlayıp "Kibritçi Kız masalındaki gibi yap öğretmenim, kibriti çak çocuklar çıtır çıtır yanan şömineyi hayal edip ısınsın" diyecek korkusu da var...

Ama yok öyle yapmadım, yaktım ısıtıcıyı, aldık minderleri geçtik karşısına yattık. Yani verdiğimiz vergiler yol, su, elektrik olarak geri dönüyor dememiş miydi devlet baba? Ee bu durumda çocuklarımın poposunun üşümesine izin veremezdim değil mi devlet baba, müfettiş amca?!



24 Ekim 2013 Perşembe

Sokrates yutmuş çocuklar; maalesef taze bitti

Bu yol seni nereye götürür; düz yol, zig zag yol?
Hangi yoldan gitmek istersin; düz yol, zig zag yol?
Hangi yol daha önce hedefe ulaştırır seni; düz yol, zig zag yol?
Hangi yoldan gidersen şıp diye karşıya geçersin; düz yol, zig zag yol?
Hangi yoldan gidersen elindeki ağırlıklardan daha çabuk kurtulursun; düz yol, zig zag yol?
Hangi yoldan yorulmadan gidersin; düz yol, zig zag yol?
Çevir çevir sor, döndür takla attır gene sor cevap değişmiyor: ZİG ZAG YOL!
E niyee?
Eğlenceli!
Hepsi bu :) Sokrates vari cevap arayanlar başka okullara lütfen, biz de sıkıcı çocuk bulunmamaktadır. İşleri güçleri oyun bunların :)





10 Ekim 2013 Perşembe

Mİmik mimik mimik!

Hava mis gibi; bahçede kudurma etkinliğindeyiz; her oyunun içine ille bir şeyler karıştırmasam olmaz tabii! Bu sefer de fotoğraf çekiyorum diye bana duygularını mimikleriyle göstermelerini istiyorum cücelerin. Mutlu, mutsuz, kızgın, şaşkın... siz hangisini alırdınız?






5 Ekim 2013 Cumartesi

Öğretmeni cadı olanın, kaydırağı farklı olur!

Malum ne zaman burada bir şey yazmaya kalksam lafı illa "yokluğa" getiriyorum. Bugün de ezberi bozmayacağım. Parkımız yok bizim biliyor musunuz?! Evet bahçemiz var sevgili Polyanna, ama parkımız yok :( Sorun mu peki; yoo öğretmen böyle olursa, öğrenci de böyle olur:
"Öğretmenim şurayı kaydırak yapalım mı?"







HANİMİŞ: Mutluluğun resmi burada Abidin, daha da arama!

2 Ekim 2013 Çarşamba

Ayça'nın öylesine yaptıkları...

Sınıfta öğrenme merkezlerinden birini seçmiş ve harıl harıl çalışan bir cüce görülüyor fotoğrafta. Sessizce kendisini gözlemliyorum.

Hemen tahtanın yanındaki Atatürk köşesinde bir dosya var. Kapağında ATATÜRK yazıyor. Yazılardan aynen kopya ediyor. Harf atlamadan, aynı çizgide! Sonra yazıyı kapsayacak kocaman ovalimsi bir şekil çiziyor. Sonra hiiiç üşenmeden sayısını bilemediğim çoklukta, tekerlek olduğunu düşündüğüm şekiller ekliyor çalışmasına. Sabırla ve aynı titizlikle. Son olarak tek bir çizgide sıraya dizilmiş neşeli insanlar ekliyor ve çalışmasını bitiriyor. Kaleminin kapağını kapatıyor, yerine koyuyor ve başka bir oyun için başka bir alana yöneliyor. 

Biliyorum Susan Striker bana kızacak ama, güya hissettirmeden, aradan zaman geçince resmini anlatmasını istiyorum cüceden. Aynen yazıyorum:
"Düşünerek yapmadım öğretmenim, öyle sıra sıra aklıma geldi hepsi. Atatürk'ün otomobilini yaptım. Gezmeye çıkmış, bunlar da onu izleyen insanlar"

Nasıl?!
Evet, bütün çocuklar süper!
Evet ama bana gelen çocuklar daha da bir süper :)

HANİMİŞ: Gün içerisinde herhangi bir Atatürk etkinliği yapılmadan cüce bu çalışmayı yapmıştır.



Elleri titrediğinden "net" bir kare yakalaması için fazlaca fotoğraf çeken
öğretmeninin eyleminden sıkılan ama belli etmeyen cüce :)

1 Ekim 2013 Salı

Sınıfa geometri tahtası gelir

Belki sınıfa bir gün geometri tahtası gelir, Reyhan Cadısı değişir,  eskilerden sıyrılır özgür olur, gülümse...

Milli Eğitim Bakanlığı orta okullarda yenilenen programla matematik derslerinde problem çözme, akıl yürütme, tahminde bulunma, desen arama gibi becerilerin büyük önem kazandığını söylemiş ve somut modeller olarak kesir takımları, tangram, geometri tahtası, onluk sistem blokları, birim küpler gibi fiziksel materyaller kullanılmasını istemiş. Daha yeni öğrendim ben. Ayıp benim ayıbım tabii. 

Şimdi bilmeyenler için açıklayayım; aşağıda görmüş olduğunuz oyuncağın-aletin adı geometri tahtasıdır. Montessori araçlarında da var böyle lastikle şekil yapmaca. Hemen-sağ olsun- geometri tahtasını matematik öğretmenimizden aldım, kavram merkezimize yerleştirdim. Ve sessizce izlemeye başladım olacakları. Açıkçası 5 yaş bebelerinden pek bir beklentim yoktu. Ayıp benim ayıbım tabii.






Sakın benim gibi şekildekinin yıldız olduğunu düşünmeyin; kartanesiymiş!


Çünkü normal sistemle düzleşen mantığım çocuklarımın da benim gibi geometri tahtasında kare-üçgen-daire bilemedin beşgen yapmalarını bekliyor. Çocuklarım bildiğin kompozisyon oluşturuyorlar ayol!! Ayıp benim ayıbım tabii...

Belki sınıfa bir gün geometri tahtası gelir, Reyhan Cadısı değişir,  eskilerden sıyrılır özgür olur, gülümse...
İmza: Her gün öğrenmeyi öğrenen öğretmen